İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder’in geçirdiği ağır kalp rahatsızlığı sonrasında İmralı Çağrısı sonrasında yürütülen sürecin bundan nasıl etkileneceği merak konusu oldu. Sürecin yaşadığı ağır sağlık problemi süreci sekteye uğratır mı?
VAN HABER – DEM Parti Milletvekili ve TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in geçirdiği ağır kalp rahatsızlığı ve yoğun bakım süreci, Kürt Sorunu’nun demokratik yöntemlerle çözülmaesi için yürütülen süreci nasıl etkileyeceği merak konusu olurken, sürecin sekteye uğrayıp uğramayacağı konuşuluyor.
Sürecin önemli aktörlerinden biri olan Önder’in bu anlamda sağlık durumu, siyasi çevrelerde ve toplumun geniş kesimlerinde yakından takip ediliyor.
12 SAATLİK AMELİYAT, KRİTİK SÜREÇ DEVAM EDİYOR
15 Nisan 2025’te İstanbul’daki evinde aort yırtılması (aort disseksiyonu) geçiren Önder, acil olarak kaldırıldığı Florence Nightingale Hastanesi’nde 12 saat süren bir ameliyatla hayata tutundu. 17 Nisan’da hastaneden yapılan açıklamada, Önder’in tedavilere yanıt verdiği, sistemik ve metabolik parametrelerinin düzeldiği, ancak hayati riskin sürdüğü belirtildi. Yoğun bakımda EEG takibi altında tutulan Önder, ECMO ve ilaç desteğiyle tedavi ediliyor.
SÜRECİN ANA AKTÖRLERİNDEN BİRİ
Sırrı Süreyya Önder, DEM Parti’nin İmralı Heyeti üyesi olarak Abdullah Öcalan’la yürütülen görüşmelerde merkezi bir rol üstlenmişti. Heyet, 4,5 yıl aradan sonra 28 Aralık 2024’te İmralı’da yapılan görüşmenin ardından, 27 Şubat 2025’te Öcalan’ın PKK’ye silah bırakma ve kendini feshetme çağrısını kamuoyuna açıklamıştı. Son olarak 10 Nisan’da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la Beştepe’de yapılan görüşmede Önder, Pervin Buldan ile birlikte sürecin ilerlemesi yönünde katkı sunmuştu.
Köprü kurma yeteneği, diyaloga açık yapısı, sosyalist kimliği ve sinemacı geçmişiyle Önder, bu süreçte yalnızca siyasi değil, aynı zamanda sembolik bir figür olarak da ön plana çıkmıştı.
CEVDET YILMAZ: HERHANGİ BİR AKSAMA SÖZ KONUSU DEĞİL
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, bu gün hastanede Önder’i ziyaret ettikten sonra yaptığı açıklamada, sağlık durumuna ilişkin umut verici gelişmeler olduğunu belirtirken, sürece dair önemli mesajlar da verdi.
Yılmaz şu açıklamalarda bulundu:
“Bugün Sırrı Bey’in durumu ile ilgili daha olumlu haberler alıyoruz… Terörsüz Türkiye sürecine çok büyük katkıları olan biri olduğunu hepimiz biliyoruz. Ama tabii bu süreç kişileri aşan bir süreç… Süreç sağlıklı şekilde bütün ilgili kurumlarımızın çalışmalarıyla yoluna devam edecektir. Herhangi bir aksama söz konusu değildir.”
Yılmaz, Önder’in farklı kesimlerle kurduğu insani bağlara da dikkat çekerek, “Hayatını, direncini biliyoruz. Bu sağlık mücadelesinden de başarılı bir şekilde çıkacağına yürekten inanıyoruz” ifadelerini kullandı.
SÜRECE ETKİSİ NE OLUR?
Uzmanlara ve siyasi gözlemcilere göre, Önder’in sağlık durumu kısa vadede sürecin temposunu etkileme potansiyeli taşıyor. Karizmatik kişiliği, esprili dili ve geniş siyasi yelpazeyle kurduğu temaslar, sürecin kamuoyundaki algısını olumlu yönde şekillendiriyordu. Ancak süreç, tek bir isme bağlı yürütülmüyor.
Pervin Buldan’ın da içinde yer aldığı İmralı Heyeti’nin deneyimi, devletin ilgili kurumlarının koordinasyonu ve hem Cumhurbaşkanı Erdoğan hem de MHP lideri Bahçeli’nin sürece verdiği destek, sürecin Önder’siz de ilerleyebileceği yönündeki görüşleri güçlendiriyor. Bahçeli’nin Ekim 2024’te yaptığı “Öcalan TBMM’de çağrı yapsın” önerisi, sürecin yeniden ivme kazanmasında önemli bir dönüm noktası olmuştu.
DUYGUSAL VE TOPLUMSAL YANKI
Sırrı Süreyya Önder’in sağlık durumuna ilişkin gelişmeler, sadece siyasi değil, toplumsal düzeyde de yoğun ilgiyle takip ediliyor. Hastane önünde destek için toplanan kalabalıklar, Önder’in toplum nezdindeki karşılığını gösterirken, aynı zamanda sürecin halktaki yankısının da bir göstergesi oldu.
Önder’in uzun süre siyasetten uzak kalması, kamuoyunda oluşan umut atmosferini zayıflatabilir. Ancak sürecin TBMM, Cumhurbaşkanlığı ve kurumsal yapılar aracılığıyla yürütülmesi, bu tür bireysel eksikliklerin kalıcı bir sekte yaratmasının önüne geçebilir.
İLERİYE DÖNÜK SENARYOLAR
Sürecin geleceğine dair üç ana senaryo konuşuluyor:
- İyimser Senaryo: Önder kısa sürede toparlanır ve sürece yeniden aktif katılır.
- Orta Senaryo: Uzun süren tedavi süreci boyunca Pervin Buldan liderliğinde süreç yavaş ama istikrarlı bir şekilde sürer.
- Kötümser Senaryo: Önder’in durumu kötüleşirse süreç duygusal bir darbe alabilir, ancak kurumsal yapı sayesinde tamamen durmaz.
